TAKDİM
Şüphesiz hamd yalnız Allah’adır. O’na hamd eder,
ondan mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin
kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allah’ın hidayet verdiğini kimse saptıramaz
O’nun saptırdığını da kimse doğru yola iletemez. Şehadet ederim ki, Allah’tan
başka ibadete layık hak ilah yoktur. O, bir ve tektir, O’nun ortağı yoktur.
Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah’ın kulu ve rasulüdür.
“Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak
gerekirse öyle korkun ve siz ancak Müslümanlar olarak ölünüz.” (al-i imran;
103)
“Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve
ondan da eşini var eden, her ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden
korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah’tan ve
akrabalık bağlarını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir
gözetleyicidir.” (en-nisa: 1)
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve dosdoğru
söz söyleyin. O da amellerinizi lehinize olmak üzere düzeltsin, günahlarınızı
da mağfiret etsin. Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşla
kurtulmuş olur.” (el-Ahzab; 70-71)
Bundan sonra şüphesiz sözlerin en güzeli
Allah’ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem’in
yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan ortaya çıkarılanlarıdır. Her sonradan
çıkarılan şey bid’attir ve her bid’at sapıklıktır. Her sapıklık da ateştedir.
Öyle fitnelerin karanlığı içerisindeyiz ki, bu
karanlık içinde tek ışığımız Allah’ın kitabı ve Rasulu sallallahu aleyhi ve
sellem’in sünnetinin nurudur.
Allah’ın apaçık hidayet yolu, Nebi sallallahu
aleyhi ve sellem’in delili, hiçbir batılın yanaşamadığı kitap olan Kur’an-ı
Kerim’e doğrudan tasallut edemeyeceğini anlamış bulunan islam düşmanları,
Kur’an’ın açıklaması mahiyetinde olan, kur’an ile aynı kaynaktan vahyedilen
Sünnet’i devreden çıkarıp, kur’an’ı heva ve hevesleri doğrultusunda izah
ettirebilmek ve böylelikle İslam Dini’ni geçersiz kılabilmek için sistemli bir
çalışma içerisine girmiştirler.
Ömer b. Hattab radıyallahu anh şöyle demiştir:
“Bir takım insanlar gelecek, Kur’an’ın (değişik şekillerde anlaşılabilecek
olan) müteşabihleri hususunda sizinle mücadele edecekler. O halde onların
yakasına sünnetlerle sarılın. Çünkü sünnetleri bilenler, Allah’ın kitabını en
iyi bilenlerdir.”[1]
Bahsedilen bu sistemli çalışma için harekete
geçen müsteşrikler, islam tarihinden malzeme aramaya başladı ve hicri 3. Asırda
ortaya çıkmış ve islam uleması tarafından bertaraf edilmiş olan sünnet
inkarcılığını yeniden gündeme getirdiler. Reinhart dozy, Leone caetani, ıgnaz
goldziher, schacht gibi bazı müsteşriklersahabeleri (özellikle Ebu Hureyre radıyallahu
anh gibi hadislerin çoğunun kendilerinden geldiği sahabeleri) ve kıymetli hadis
imamlarını iftiralarıyla itham etmeye başladılar. Onların bu fitnelerine yakın
geçmişte ve günümüzde reddiyeler ile cevaplar verilmiş olmasına rağmen,
kalplerinde nifak tohumu gizli bulunan, makam, şöhret gibi dünyalık mansıplar
peşinde olan, ya da kafirlere hoş görünme kopleksi illetine tutulmuş zavallılar
itibar etmiş, müsteşriklerin ve misyonerlerin ekmeğine bal sürmüşlerdir.
Irak, mısır, Hindistan gibi dış tesirlerin
altında kalmışislam ülkelerinde bu akım neşvu nema buldu ve zamanla dar çaplı
da olsa diğer islam ülkelerinde menfi hareketler görüldü.[2]
Mesela dini bir tahsil görmemiş olan Libya lideri muammer Kaddafi, yeşil kitap
adlı eserinde Kur’an’dan başka kaynak kabul etmediğini söyleyerek[3]
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetin inkarı hakkında verdiği
haberin fiili olarak doğrulamış oldu.[4]
Mısır’da mahmude Ebu reyye adında, hadisler
etrafında kasıtlı olarak şüpheler uyandırmaya çalışan birisi zuhur etti.[5]
Yaşar nuri, miraç gibi mütevatir hadisler ile
sabit olmuş hususları inkar ederken, hevasına uyan konularda zayıf ve uydurma
hadisleri delil getirmesi, ancak arapça’dan ve hadis ilimlerinden habersiz kimselerin
yapabileceği türden hatalar yapması, Yahudi ve Hristiyanların Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellem’e iman etmelerini gerekmediğini iddia ederek kur’an’a
muhalefet etmesi, kafirlere hoşgörüyü ön plana çıkardığı halde Müslümanlara insafsızca
hareketlerde bulunması, ülkenin siyasi atmosferine göre görüşler değiştirmesi
ve daha birçok açıklar vermesi ile samimiyetsizliğini ortaya koydu ve ipliği
pazara çıktı.
İbn ömer radıyallahu anhuma merfuan rivayet
ediyor; “Süleyman aleyhisselam’ın bağlamış olduğu bazı şeytanların insanları
din konusunda bilgilendirmek üzere ortaya çıkmaları yakındır.”[6]
Bu hadis bizlere, bir kimsenin her ne kadar din
hakkında bilgisi çok da olsa, ona itibar etme hususunda bunun yeterli
olmadığını, itikadının da araştırılması gerektiğini tavsiye ediyor ve
birilerine körü körüne teslimiyetin en ciddi fitnelerden biri olduğunu
belirtiyor.
Bu çalışmamızda, “sahih de olsa, hadisler
akidede bağlayıcı değildir” diyenlerin, “hadisler kuran’a arz edilmeden kabul
edilmez” diye iddia ederek aslında hadisleri fasit akıllarına ve anlayışlarına
arz edenlerin kuran’a ve sünnete nasıl muhalefet ettiklerini, Allah’ın kitabı
hakkında ne kadar cahil ve gafil oldukları Allah’ın izniyle ispatlanacaktır. Maksatlı
kimselerin “Hristiyan ve Yahudilerin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e
iman etmesi gerekmez, onlar mümindir” iddiası da bu çalışmamızda inşallah cevabını
bulacaktır.
“Ey ehli kitap! Size rasulümüz geldi. Kitaptan gizlemekte
olduğunuz şeylerin bir çoğunu size açıklıyor, bir çoğunu da affediyor. Muhakkak
size Allah’dan bir nur ve apaçık bir kitap geldi. Onunla Allah, kendi rızasına
uyanları selamet yollarına eriştirir ve izniyle onları, karanlıklardan
aydınlığa çıkarıp dosdoğru bir yola ulaştırır.” (maide 15-16)
“Münafıklar sana gelince: “senin şüphesiz Allah’ın
rasulü olduğuna şehadet ederiz” derler. Allah, senin kendisinin peygamberi
olduğunu, bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarını da bilir.
Onlar, yeminlerin kalkan edinerek Allah’ın yolundan alıkoyarlar. İşledikleri işler
gerçekten ne kötüdür! Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden
kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar.” (münafikun 1-3)
Tevfik Allah’tandır.
EBU MUAZ SEYFULLAH ERDOĞMUŞ
ÇUBUK 12/02/2003
[1] Hasen
mevkuf: darimi (mukaddime, 17) ibn abdilberr camiu bayani’l-ilm (2/123) acurri
eş-Şeria (91) ibn hazm ihkam(2/250) hatib; el-fakih (1/234) ibn batta el-ibane (83-84)
lalekai es-Sunne (203)
[2] Bkz.:
diraset fi hadisi’n nebevi (1/26 v.d.) tuhfetu’l ahvezi (7/425)
[3] Rehber ansiklopedisi
(14/249)
[4] Sahih,
mütevatir. İleride “sünnetin inkar edileceğinin haber verilmesi” başlığı
altında ilgili hadisler zikredilecektir. Bkz.: elbani sahiha (882, 3215 )
[5] Ebu reyye
hakkında bakınız: Nureddin ıtr ve yaşar Kandemir; “ebu reyye“ TDVİA (10/224)
[6] Hasen. Muslim
(mukaddime: 7, ½) darimi (434) deylemi (3463) ibni mace (4076) lealiul masnua
(1/228) ibn adiy el-kamil (1/208) ukayli duafa (2/213) nuaym bin hammad fiten
(s.391)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder